Yaşamda kaçınılmaz olarak meydan gelen durumlardan biri de kayıp ve ardından gelen yas sürecidir. Yas insanların kayıplara verdiği doğal bir yanıttır. Herhangi bir kayba karşı verilen fizyolojik, duygusal, düşünsel ve sosyal reaksiyonların bütünüdür. Yas her ne kadar doğal bir süreç olsa da bazı kişilerde bu dönemde olağanın dışında tepkiler ve günlük hayatında önemli işlev kayıpları görülebilir. Böyle durumlarda kişinin kayıpla ilgili çözülmemiş duygularını çözme, yası tamamlama sürecinde kişinin sıkıntılarıyla başa çıkma becerilerini arttırma ve normal hayata dönmesini sağlama amacıyla destek alması gerekebilir. Yas terapisinde kişi tarafından yasın anlamlandırılması ve ayrılma çatışmasının çözümlenmesi hedeflenir.

Kişinin yaşamını, ruhsal ve bedensel varlığını tehdit eden veya tehdit algısı yaratan, çoğunlukla olağan dışı ve beklenmedik şekilde meydana gelen olaylardan sonra ortaya çıkan örselenmeye ruhsal travma denir. Travmatik olayı kişinin doğrudan kendisinin yaşaması dışında, travmatik olaya şahit olması, aile üyelerinden birinin veya sevdiği birinin başına gelmesi, travmatik olayın video, fotoğraf, ses kaydı ve hikayelerine maruz kalması da ruhsal travmaya neden olabilir. Travma sonucunda ortaya çıkan belirtiler, çoğu kişide bir süre içinde kendiliğinden gerileyebilirken, bazı kişilerde ise “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tablosu ortaya çıkabilir. Travmalardan sonra verilen psikososyal destek ruhsal travmanın etkileriyle baş etmede önemli katkı sağlar. “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tablosu mevcutsa daha sistematik ve yapılandırılmış psikoterapilerin uygulanmasına ihtiyaç duyulur.